İmplant tedavisi lokal anestezi altında uygulandığı için hastalar işlem sırasında ağrı hissetmemektedir. Tedavi sonrasında hafif ağrılar olabilir ancak ağrı kesici ve antibiyotik kullanımı ile iyileşme süreci sorunsuz bir şekilde geçer.

İmplant tedavisinden sonra 2 saat boyunca herhangi bir şey yiyip içilmez. İlk 24 saat sıcak içecekler tüketilmez. Yalnızca yumuşak ve soğuk yiyecekler(soğuk püre, süt ürünleri ve dondurma) tüketilir. Tedavi sonrası dişler fırçalanmaz ve gargara kullanılmaz. Tedaviden 48 saat sonra bir hafta boyunca günde iki defa ağız gargara yapılır. Tedavi edilen bölge iyileşene kadar sigara tüketilmemesini tavsiye ediyoruz.

Tedavi sırasında kemikte yaygın bir enfeksiyon yoksa ve ilgili bölge implant yerleştirmeye uygunsa diş çekiminden hemen sonra da yapılabilir.

Diş eti kesilmeden ve dikiş atılmadan yapılan implant tedavisine flepsiz implant cerrahisi denir. Bu tedavide yumuşak dokular zarar görmeden implant uygulaması gerçekleştirildiği için iyileşme daha hızlı ve daha konforlu olur. Tek diş eksikliğinde, bölgesel veya tam çene diş eksikliklerinde bu uygulamayı yapmak mümkündür.

İmplant uygulamaları öncesi diş eti ve çene kemikleri lokal anestezi teknikleriyle uyuşturulduğu için herhangi bir ağrı hissedilmez.

İmplant tedavisi büyük bir bölgeyi kapsamıyorsa genellikle uygulamanın ertesi günü günlük yaşantınıza dönebilirsiniz.

İmplant yapılacak bölgedeki kemiğin yoğunluğu, yüksekliği ve kalınlığı başarılı bir implant tedavisini etkileyen en önemli faktörlerdir.
Kemiğin yeterli olmadığı durumlarda kemik miktarını artırmak için değişik tekniklerle kemik oluşturmak gerekir. Hangi işlemlerin uygulanacağı detaylı tetkikler sonucunda belirlenmektedir.

Hayır. Ne tür bir protez kullanacağınıza diş hekimlerimiz diş eksikliklerinize göre karar vermektedir.

Vücuttaki ve ağızdaki kemik erimesi hastalıkları farklı sorunlardan meydana gelmektedir. Vücutta kemik erimesinin olması ağızda da kemik erimesinin olacağı anlamına gelmez.

Evet. İmplantlarda mıknatıs özelliğine sahip alaşımlar bulunmadığı için tüm baş-boyun görüntülemeleri rahatlıkla yapılabilmektedir.

İmplant tedavisinin ücretinin yüksek ya da düşük olması uygulanan implant ve tedavi sırasında kullanılan diğer malzemelerin markasına bağlı olarak değişir.

Evet. Çünkü, uzun çalışmalar sonucunda üretilmiş bir malzeme ile yeterli ar-ge çalışması yapılmamış malzeme arasında hem dayanıklılık hem de sağlık açısından büyük farklar vardır. Üstelik kaliteli implantlar cerrahi işlem sırasında hem hekime hem de hastaya büyük kolaylıklar sunar.

Estetik görüntüyü kötü etkileyen diş bozukluklarında uygulanabilen tam seramik restorasyonlara lamina denir.

Ön bölge dişlerindeki ayrıklığın giderilmesinde,
Dişlerin ön yüzeylerindeki estetik görüntü sağlamayan uygulamaların varlığında,
Mine tabakasındaki deformasyonlarda,
Şekil açısından bozuk pozisyonlardaki dişlerin onarılmasında,
Zamanla meydana gelen diş renklenmelerinde,
Çeşitli sebeplerde kırılmış ya da aşınmış dişlerin restore edilmesinde uygulanır.

Bu uygulamanın tamamlanması için en az 2 seansa ihtiyaç vardır. Randevunun uzunluğu ise dişin durumuna ve kaç adet laminanın hazırlanacağına göre değişir.

İşlem sırasında ağrı hissedilmez.

Tedavi şu şekilde ilerler; ağız içi ölçüleri alınarak çıkarılan model ile laboratuvarda test uygulaması yapılır. Hekim ve lamina uygulanacak hasta çıkarılan model üzerinde karar verdikten sonra dişler işlem için hazırlanır. Geçici kaplamalar hastanın dişleri üzerine yapıştırılır ve uyum sorunları gözlemlenir. Eğer herhangi bir problem yaşanmazsa esas porselenler uygulamaya alınır. Hasta yeni dişlerini aynı gün kullanmaya başlayabilir.

Günlük ağız bakımınızı ne kadar özenle yaparsanız laminların ömrü o kadar uzun olacaktır. Düzenli diş hekimi kontrollerinizi de ihmal etmemeye özen göstermelisiniz.

Evet. Hastanın ağzından alınan ölçü ile hazırlanan geçici kaplamalar sayesinde hasta lamina görünümünde, hekiminin de onayı doğrultusunda istediği gibi değişiklik yapma hakkına sahiptir.

Hem diş minesi gibi şeffaftırlar hem de doğal diş minesine çok benzerler. Görünümünde herhangi bir matlık olmadığından doğal ve estetik dururlar.

Diş minesine çok benzediğinden doğal bir görünüm elde edilir.
Diş ve diş etinin birleştiği yerde mükemmel bir uyum sağlar.
Kısa süren bir tedavi süresi vardır.
Sigara, çay, kırmızı şarap, kahve gibi gıdalarla boyanmazlar.
Dişlerden bazı durumlarda hiç aşındırma yapmadan da uygulanabilirler.

Diş yapısı ile mükemmel bir uyum içerisinde oldukları için çoğu dış etkenden etkilenmezler. Ancak, sert şeyler çiğnemekten, diş gıcırdatmaktan, tırnak yemekten ve kalem ısırma gibi alışkanlıklarınızı bırakmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca 6 aylık düzenli olarak diş doktoru ziyaretleri ihmal edilmemelidir.

Yeterli mine dokusu bulunmayan kişilerde,
Alt çenenin önde olması durumunda,
İleri derecede fluorozisli vakalarda,
Diş gıcırdatma gibi kötü alışkanlığı olanlarda yapılmamalı veya bazı gerekli önlemler alınıp yapılmalıdır.

Dişlerin baş başa kapandığı durumlarda görüntünün daha düzgün hale getirilmesi için uygulanabilir.
Diş gıcırdatma gibi alışkanlıklar önceden tedavi edilirse sonrasında lamina uygulaması yapılabilir.

Porselen kaplamalarda dişten çepeçevre 2 mm doku kaldırılması gerekirken lamina uygulamasında ise, dişlerin sadece ön yüzünden 0,3-1,0 mm dokunun kaldırılması yeterli olmaktadır.

Ağızda az sayıda diş eksikliği olduğunda uygulanan sabit protezlerdir. Bu uygulamada komşu destek dişler küçültülerek üzerlerine kaplamalar geçirilir.

Diğer kaplamalara göre plak birikimi çok daha az olur.
Aşınmalara dayanıklıdır.
Sıvı emilimi alternatiflerine göre çok düşüktür
Estetik açıdan ön grup dişlerde uygulanır.

Işık geçirgenliği özelliği sayesinde doğal diş görünümü elde edilir.

Beyazlatmanın sonuç vermediği renklenmelerin tedavisinde,
Ayrık veya az çapraşık, dönük dişlerde, rengi ve yapısı bozulmuş eski dolgulu, aşırı madde kaybı olan dişlerin restorasyonlarında,
Arka grup dişlerde köprü veya kaplama olarak, ön grup implant üstü protezlerde ve gülüş estetiğini düzenlemekte tercih edilir.

Dişler düzenli fırçalanmalı ve diş ipi kullanılmalıdır.

Metal destekli kronların alt yapısı gri metalden olur ve direnci zirkonyuma göre daha fazladır. Ancak estetik olarak ince diş eti yapısı olan hastalarda gri bir yansıma gözlenebilir.
Zirkonyum destekli KRONların alt yapısı ise beyaz bir malzemeden yapıldığından dolayı gri yansıma yapmaz.

Bu işlem için birkaç seans tedavi uygulanır. Seans içeriği ise şöyledir: -Restorasyon yapılacak diş ya da dişler, uygulanacak tedaviye göre küçültülür ve bütün ağzın detaylı ölçüsü alınır.
-Model üzerinde hazırlanan zirkon veya metal altyapının ağız ortamında prova ve uyumlanması yapılır.
-Hazırlanan porselenin ağız içinde komşu ve karşı dişlerle uyumlaması ve kontrolleri yapılır.
-Laboratuvarda cilası yapılan restorasyon son kez ağızda denenir. Herhangi bir problem yoksa, hastanın da onayı alındıktan sonra restorasyon diş üzerine sabitlenir.

Hayır. Eğer dişte geniş bir çürük var ise kanal tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Dişin kaplanabilmesi için krona destek olacak yeterli bir yapıya ihtiyaç vardır. Eğer destekleyecek bir yapı yok ise dişe kanal tedavisi yapılarak ve kanal içerisine bir pin yerleştirilerek bir alt yapı oluşturulur.

Günlük diş bakımınızı nasıl yapıyorsanız porselenlerinizin de bakımını o şekilde yapmanız yeterli olacaktır. Ancak tavsiyemiz günlük bakım rutininizden diş ipini eksik etmemeniz.

Tedavi bittikten sonra çok az bir miktarda hassasiyet olabilir. Isırma ve çiğneme gibi hareketlerde bir süre hassasiyet gözlenmesi normaldir.

Bazen KRONun altına sızan sıvılar çürüklere neden olabilir. Bu gibi hareketlilik durumunda lütfen diş hekiminize bilgi verip randevu talep ediniz.

Köprülerin için ömür biçmek doğru değildir. Ancak uzun ömürlü olabilmeleri için mutlaka günlük bakımları yapılmalı ve diş hekimi kontrolleri aksatılmamalıdır.

Sabit protezlerin temizliği için özel diş iplerini kullanın.
Hareketli protezlerinizi tıpkı diş fırçalar gibi ağız dışında diş macunu ve fırça ile temizleyin.
Yemeklerden sonra protezler çıkarılıp su ile mutlaka temizlenmelidir.
Öğün aralarında ve yatmadan önce mutlaka protezlerinizi fırçalayın.
Fırçalama işleminde normal ve protez diş fırçaları ve protez dişler için üretilen macunları tercih edebilirsiniz.
Protezlerinizin temizliğinde aşındırıcı tozları kullanmaktan kaçının. Çünkü zamanla diş yüzeyinde çizilmeler ve lekeler oluşur.
Rutin diş hekimi kontrollerinizi aksatmayın.

İmplant üzerine yerleştirilen ve implantlar tarafından desteklenen sabit veya hareketli protezlere implant üstü protez denir.

Alt çene için 2 ile 4 arası, üst çenede ise en az 4 implant tedavisi uygun görülmektedir.

Protezlerinizi günde en az iki kez temizlemelisiniz.
Protezlerinizi gece mutlaka çıkarmalısınız.
Protezlerin içinde bulunan lastikler zamanla gevşeyebilir. Ancak değiştirme işlemi çok basit olduğundan protezleriniz tekrar eski haline dönecektir. Rutin diş hekimi kontrollerinizi aksatmayınız.

Bir veya daha fazla diş eksikliğinin tedavisinde kullanılan, hastanın istediği zaman rahatlıkla takıp çıkarabildiği, üzerinde eksik dişlerin yer aldığı protezlere hareketli protez denir.

Çengellerin yerleştiği dişlerde kaplama ihtiyacı doğabilir.

Eğer porselen kaplama yapılması gerekmiyor ise hareketli protezin yapımı 3-4 seans sürer ama diş hekimi gerekli gördüğünde bu seans sayılarını arttırabilir. Protez takıldıktan sonra ağza uyumlanması birkaç seans daha sürebilir. Hastanın protezlerini tam anlamıyla kullanabilmesi için yaklaşık 1 aylık bir süre ön görülür.

Eğer porselen kaplama yapılmayacak ise uyuşturma işlemine gerek duyulmamaktadır.

Protezlerin tam anlamı ile kullanabilmesi için ön görülen ideal süre yaklaşık 1 ay kadardır. Ancak bu hastanın psikolojisi ve günlük rutinindeki davranışları ile de yakından ilgilidir. Örneğin bu süreci hızlandırmak için şu eylemlere dikkat edebilirsiniz;

Protezin ilk uygulandığı günler kaslar yeniden güçlenene kadar makarna, sebze yemekleri, pilav gibi yumuşak yiyecekleri tercih etmeli,
Ağızınıza ufak lokmalar almalı,
Dudaklarınızı açmadan yemekleri yavaş yavaş çiğnemeli,
Başlangıçta ağızın her iki tarafına da lokma alarak çift taraflı çiğneme yapmalı,
En ufak bir vurukta mutlaka hekiminize giderek düzeltme yapılmasını sağlamalısınız.

Protezlerinizin takıldığı ilk zamanlar ona alışana kadar bazı sesleri çıkarmakta zorlanabilirsiniz. Bu gibi durumlarda konuşma pratikleri yaparak bu durumun kısa sürmesine yardımcı olabilirsiniz. Ancak zaman içerisine bu problem tamamen ortadan kalkacaktır.

Protez yapıştırıcılarını kullanmadan önce mutlaka diş hekiminize danışmalı ve onun görüşü doğrultusunda hareket etmelisiniz.

Yemeklerden sonra protezinizi çıkararak dişlerinizi fırçalayın.
Hareketli protezlerinizi de macun kullanmadan, ayrı bir yumuşak diş fırçası ve sıvı sabun ile temizleyin.
Protezleriniz ağızınızın dışında kaldığı sürede mutlaka temiz içme suyu içerisinde kalmalıdır.
Haftada bir defa protezlerinizi temizleme tableti ile temizleyin.

En az 6 ayda bir kontrole gitmelisiniz.

Dişlerin erken kaybedilmesi sonucunda uzun süre dişsiz kalınması, diş eti hastalığı ya da aşırı iltihap kaynaklı diş çekimi sebepleri ile bazen diş kemiklerinde erime görülebilir.

Evet. Diş eti hastalığı nedeniyle görülen kemik erimeleri düzenli kontrollerle yapılan derin temizliklerle ve gerekli görüldüğü durumlarda operasyon veya lazer ile ameliyatsız temizlenerek engellenebilir. Diş çekimi sonrası kemik erimesini engellemek için ise kemik yapımını arttıran materyaller çekim boşluğuna yerleştirilerek erime önlenmiş olabilir.

Ağızdaki kemik erimesi ile vücuttaki kemik erimesi tamamen farklı sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu sebeple ağız sağlığınız hekiminiz tarafından kontrol edilerek uygun olması durumunda vücudunuzda kemik erimesi olsa bile implant yaptırabilirsiniz.

Bu gibi durumlarda bazen önce kemik yapmak için bir operasyon sonra implant uygulaması yapılır ya da kemik erimesinin miktarına göre aynı anda hem kemik yapımı hem de implant uygulaması yapılabilir.

Lokal anestezi ile dişleri taşıyan kemiğin kemik tozu takviyeleri ile yüksekliği ve kalınlığı artırılır ardından da implant tedavisi uygulanır.

Kemik tozları kullanılarak sinüs tabanının yükseltilmesi işlemine sinüs ogmentasyonu denir.

İmplant tedavisinin yapılabilmesi için dişleri taşıyan kemiğin kalınlaştırılması ya da yüksekliğinin artırılması işlemine kemik çoğaltma işlemi denir.

Dişlerin çapraşık ya da aralıklı dizili olduğu durumlar ve benzeri çene ve ağız bozuklukları düzeltmek için uygulanan tedaviye ortodontik tedavi denir.

Dişlerin düzeltilmesi ile ilgili tedavilerde genellikle braket denilen teller kullanılır ancak son dönemlerde dişlerin arka yüzeylerinde sabitlenen braketler, şeffaf plaklar, porselen braketler gibi estetik çözümler de tedavi amaçlı kullanılmaktadır.

Ağızda var olan çürüklerin giderilmesi ve ihtiyaç duyulan kanal tedavilerinin mutlaka tamamlanmış olması gerekmektedir.

Ortodontik tedavi gören hastalar ortodontik diş fırçası ile günde 3 kere dişlerini fırçalamalı ve ara yüz fırçaları ile braketlerin aralarını mutlaka temizlemelidir. Ağız gargaralarını da kullanmak faydalı olacaktır.

Aşırı soğuk, sert ve asitli gıdalar tüketilmemelidir. Aksi halde diş yüzeyine yapıştırılan braket düşebilir.

Braketin düşmesi dişlere uygulanan baskıyı ortadan kaldıracağından dolayı ortodontik tedavi kesintiye uğrar. Düşen braketler en kısa zamanda tekrar yapıştırılmalıdır.

Panoramik röntgen ya da üç boyutlu tomografiler sayesinde gömük köpek dişlerinin pozisyonu belirlenir ve dişler uygun işlem ile yerine getirilebilir.

Çocuk ebeveynlerden farklı farklı diş genlerini alırsa çapraşıklık meydana gelir. Ancak anne ya da babada böyle bir sorunun olması çocuğun da dişlerinin çapraşık olacağı anlamına gelmez.

Apareyler dişlerin son halini almasında yardımcı olur. Kullanılmazsa dişler tekrar bozulur ve yeniden braket takılması gerekebilir.

“Retainer” adı verilen ve dişlerin arkasına yerleştirilen sabit teller alternatif olarak kullanılabilir. Ancak bu ancak her hastaya uygulanmayabilir.

Mumlu diş ipinin de dahil edildiği ağız ve diş bakımı mutlaka düzenli olarak yapılmalıdır.
Diş tellerinizin ve ortodontik tellerin etrafındaki ulaşılması zor alanları temizlemenize yardımcı olmak için küçük bir diş arası temizleme aracı olan bir ara yüz fırçası kullanmalısınız.
Şekerli gıdalar, patlamış mısır ve fındık gibi kuruyemişleri tüketmekten kaçınmalısınız.
Düzenli diş hekimi kontrollerinizi aksatmamalısınız.

Çocuğun gelişim döneminde çene kemiklerinin büyümesini yönlendirmeyi amaçlayan bir ortopedik tedavidir. Örneğin, alt çenenin geride olduğu durumlarda, alt çenenin büyümesini hızlandırıp ve üst çeneyi yakalamasını sağlamak bu tedavi yöntemine dahildir.

Ortodonti tedavisi için erken yaşlar fırsat yaşları olarak değerlendirilir. 7 yaşına kadar yapılacak tedaviler ilerleyen dönemler için zemin oluşturur. Bu dönemlerde uygulanabilecek tedaviler aksatılırsa büyük tedavi kolaylıkları kaçırılabilir.

Günümüzde en sık kullanılan estetik işlemlerden biri olan diş beyazlatma ev ve ofis tipi olarak tercihe sunulan iki seçeneği ile diş minesinde meydana gelen renk değişiminin giderilmesi işlemidir. Beyazlatma jelleri, lazer ve plakalar yardımı ile hastanın daha beyaz dişlere kavuşması sağlanır.

Beyazlatma işleminden sonra çay, kahve, sigara, kırmızı şarap, vişne suyu gibi dişi renklendirebilecek gıdalardan uzak durulmalı ve genel ağız ve diş bakımına dikkat edilmelidir.

Ağız içerisinde kalan yiyecek artıkları bakteri oluşuma sebep olur ve ağız kokusuna yol açar. Dişlerdeki çürükler ve diş eti hastalıkları da ağız kokusuna neden olmaktadır.

Diş taşları gerekli zamanlarda temizlenmeli.
Ağız gargarası ve diş ipi kullanmak kokusunun giderilmesine yardımcı olur.
Gündelik ağız bakımını aksatmamak ve 6 ayda bir mutlaka diş hekimi kontrolüne gitmek gerekir.

1. Bezelye tanesi büyüklüğünde diş macununu fırçaya sıkın.
2. Fırça uçları diş etlerinize bakacak şekilde 45° açıyla diş fırçanızı tutun.
3. Nazikçe dairesel ve diş etinizden dişinize doğru hareketlerle dişlerinizin dış yüzeylerinizi fırçalayın.
4. Aynı hareketleri dişlerinizin iç yüzeylerine de uygulayın.
5. Azı dişlerinizde ileri-geri çekme hareketini kullanabilirsiniz.
6. Son olarak dilinizi de temizleyin.
7. Fırçalama işlemi için günde 2 kez 3’er dk sürmeli.

Hangi diş macununu ve fırçasını kullanmanız gerektiğini diş hekiminize danışmalısınız.

Diş çekimleri, gömülü diş operasyonları, protetik ve ortodontik tedavi öncesi bozulmuş dokuların tedavi edilmesi, implant uygulamaları, çene kırıklarının tedavisi, çene tümörlerinin teşhis ve tedavisi, çene ve çene çevresindeki dokularda oluşan apse veya kistlerin teşhis ve tedavi edilmesi, yirmi yaş dişi çekimleri, gibi tüm işlemler çene cerrahisi olarak adlandırılır.

Diş çekim işlemi sonrası kanamayı azaltmak hem de pıhtı oluşmasını engellemek için diş hekiminizin yerleştirdiği gazlı bezi nazikçe ısırmalısınız.
Çekimden hemen sonra bölgeye buz torbası uygulaması yapmak şişmeyi engelleyecektir.
Çekimden sonra 24 saat dinlenilmeli ve kuvvetli ağız içi hareketlerinden kaçınılmalı, yumuşak gıdalar tüketilmeli pipet kullanılmamalı ve sigara içilmemelidir.

Ağız içinde rahatça görülemeyen, dişeti sınırında kırık olan ya da gömük dişlerin çekiminde kullanılan tekniğe komplikasyonlu diş çekimi denir. Çekilecek diş bölümlere ayrılır uygun cerrahi işlem belirlenir ve çekilir.

Kanal tedavisi ile iyileşmenin sağlanamadığı durumlarda tercih edilen yöntemdir. Diş eti kesilerek kök ucu ortaya çıkarılır ve kök kanalı temizlenerek tekrar doldurulur. Tedavi süreci yaklaşık 30-35 dakika sürer.

Estetik diş hekimliği şu konular ile ilgilenir;

-Laminalar, yaprak porselen, kompozit laminalar, bonding uygulamaları, gülüş tasarımı, diş beyazlatma, inley-onley uygulamaları, recontouring

Eksik olan diş veya dişlerin yerine o dişin fonksiyonunu ve estetiğini sağlayan yeni bir diş uygulanması işlemidir. Bu tedaviler dişler üzerine yapıştırılan (simante edilen) sabit kron ve köprüleri ya da takıp çıkarılan hareketli protezleri içerebilir.

Kemik-diş eti ve diş ilişkisini orjinaline benzetmeye çalışarak hastanın ve hekimin kolay temizleyebileceği bir ortam yaratma işlemine periodontal cerrahi denir. Düzeltici tedavi olarak adlandırılan bu yöntem lokal anestezi ile gerçekleşir.

Diş kayıplarının çoğu periodontal hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Bu hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Bu sebeple kaşıntı, kızarıklık, ağrı hislerinde vakit kaybetmeden diş hekiminize başvurmalısınız.

Halk arasında diş gıcırdatma olarak bilinen rahatsızlığı tıp dilinde bruksizim denir. Bilinçsiz bir şekilde diş gıcırdatma baş ağrısına, kulak ağrısına, yüz ağrısına ve hatta migrenlere neden olabilir. Bununla ilgili çeşitli tedavi alternatifleri bulunmaktadır. Gece plağı denilen apareyler ya da botulinum toksin tedavisi olarak bilinen tedaviler sayesinde; çene ağrıları, baş ağrıları ve bruksizm ile ilişkili diğer hoş olmayan problemlerin tedavisinde oldukça etkili bir rahatlama sağlanmaktadır.

Derin çürük veya travma nedeniyle dişin iyileşmeyecek düzeyde zarar görmesi ve canlılığını kaybetmesi durumunda yapılması gereken bir tedavidir.

Kanal tedavisi dişin içindeki damar-sinir paketinin çıkartılması, kök kanalların şekillendirilip temizlenmesi ardından genişletilmiş kanalların doldurulması işlemidir.

Tedavi sırasında lokal anestezi uygulandığı için herhangi bir ağrı hissedilmez. Bazı durumlarda birkaç saniyeyi geçmeyecek ağrılar olabilmektedir.

Tedavinin seans sayısı dişin durumuna bağlı olarak değişmektedir. Komplike olmayan dişlerde tedavi tek seans sürerken; apseli, iltihaplı dişlerde birkaç seans tedavi gerekmektedir.

Tedavi uygulanan diş ile sert gıdalar çiğnenirken dikkatli olunmalıdır.
Günlük ağız ve diş bakımı yapılmalı ve 6 ayda bir mutlaka doktor kontrolüne gidilmelidir.